KORKULERLILERIN YERI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KORKULERLILERIN YERI

Insan olan ve soyleyacek veya paylasacak dusuncesi olanlarin yeri.
 
PortalAnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapkorkuler

 

 ALEVILIKTE KADININ YERI

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Mehmet Ali EKIZ



Mesaj Sayısı : 53
Kayıt tarihi : 03/02/08

ALEVILIKTE KADININ YERI Empty
MesajKonu: ALEVILIKTE KADININ YERI   ALEVILIKTE KADININ YERI Icon_minitimeÇarş. Mart 12, 2008 1:52 pm

Alevi İnancında Kadının Yeri
Sevgili Canlar!
Sizleri Hak Muhammed Ali ve Yüce Ehlibeyti aşkıyla selamlıyorum.
“Alevi İnancında Kadının Yeri” konusu üzerinde duracağım. Sözlerime, Figani’nin güzel bir nefesi ile başlamak istiyorum;

Kadına sevgi yakışır
Aydınlatır görür kadın
Emekçidir çok çalışır
Menziline varır kadın

Pirini özünde anar
Aşkın küresinde yanar
İnsanlığa ilham sunar
İkrarında durur kadın

Noksanlık var diyen ahmak
Bir kendine bir ona bak
Başı açık yalın ayak
Yar yolunda yürür kadın

Kâinatın binasıdır
Hakikatin manasıdır
FİGANİ’nin anasıdır
Cansıza can verir kadın


Değerli canlar!
Güzel inancımızın güzel insanları! Cümlenizi aşkı muhabbetlerimle canı gönülden saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Bizler iyi biliyoruz ki kadınımızın Alevi İslam inancında yeri çok büyük ve çok önemlidir. Alevi İslam inancında kadın erkek ayrımı yoktur. Bizim ibadetlerimizde, sohbetlerimizde, meclislerimizde ne vardır biliyor musunuz? Can vardır. Bu meclislerde kişi nefsini tamamen terk edip can olur. İnancımıza göre can olmak ne demektir? Can olmak demek ruh olmaktır. İnsan bedeni ise ten olarak tanımlanır ve o ruhun dışındaki elbisedir. Ruh bedenden çıkarsa ne olur; hayat biter, canlılık yok olur. Bu ruh ise hak katına giden cinsiyetsiz bir varlıktır. Hak katında, onun huzurunda ruhlar vardır, işte bu ruh candır ve dolayısıyla da erkek kadın ayrımı yoktur. Bizler de ibadetlerimizde ölmeden evvel öldüğümüz için, tamamen nefsanî duyguları bıraktığımız için, hakkın huzurunda erenler divanında cinsiyet ayrımı olmaz, olamaz da. Herkes ibadette candır, nefsi olmayan ruhtur. Bizler ikrar verip de dünyaya geliyoruz; elest-i bezminde yani ruhlar alemindeyken kadın erkek ayrımı var mıydı? Hayır yoktu. İşte bu yüzden, bizim ibadetlerimizde kadın erkek ayrımı olmamıştır ve kadını her zaman erkek ile eşit tutmuşuzdur, hatta erkekten de üstün tuttuğumuz zamanlar olmuştur. Yüce kitabımız kuran buyuruyor ki; “Mümin kadınlarla mümin erkekler kardeştir.” Kadını ibadete almayıp, nefsini yenememiş, akıldan zayıf kişilere bakın Pir Hacı Bektaş Veli ne diyor;

Erkek dişi sorulmaz muhabbetin dilinde
Hakk’ın yarattığı her şey yerli yerinde
Bizim nazarımızda kadın-erkek farkı yok
Noksanlık eksiklik senin görüşlerinde

Alevi inancında esas olan zahiri görüntü değil batıni görüntüdür. Asıl olan karşıdaki insanın önce insan olması, can olmasıdır. Görüyorsunuz ki, ibadetlerimizde kadınlarımız hep biz erkeklerle birlikte olmuştur ve bu böyle de devam edecektir. Kadınları ibadet etmeye engel gören, akıllarına başka şeyleri getiren, kadının elini bile tutmaktan korkan, istediği kadar kadın alabileceğini ve kadını eşya gibi kullanan zihniyet bunu böyle bilsin. Erkeğin dişisi aslan da kadının dişisi aslan değil mi? Kadın şairlerimizden Naciye Bacı güzel bir şey söylemiş;

Bizi de halk eden Sübhan değil mi?
Aslanın dişisi aslan değil mi?

İbadetimiz dışında, toplumsal hayatta da kadınımız erkekle aynı eşit statüdedir, özellikle aile hayatında. Peygamberimiz Muhammet Mustafa, “Benim ümmetimin en iyi erkekleri kendi kadınına büyüklük taslamayandır, kadınlarına karşı yumuşak ve sevecen olan ve onlara zulüm etmeyenlerdir” demiştir. İmam Caferi Sadık bizlere kadınlarımızla ilgili ne mesaj vermiş bakalım; “Evleniniz fakat boşanmayınız. Zira boşanma, gökteki melekleri ve arşı ilahide oturanları titretir”.Ehlibeytin atası Hz. İmam Ali ise 1400 yıl evvel kadınlara nasıl davranılması gerektiğini bize söylemiştir. Bakın ne diyor; “Kadın, çiçek tabiatlı, çiçek yaratılışlıdır. Her hal ve surette onunla anlaşınız. Kendisiyle iyi, gereği gibi ve makbul görülecek, herkes tarafından beğenilecek bir tarzda yaşayınız. Ona öyle bir hayat arkadaşı olunuz ki, o, yaşamının tadını tatsın”.

Değerli Canlar!
Peygamber Efendimiz, Şahı Merdan Alimiz, Cafer-i Sadığımız kadınlara nasıl davranılması gerektiğini çok açık şekilde söylemişler. Alevi İslam inancına, yoluna ikrar veren erkeklere bu kişiler örnektir. Aleviyim diyen biri, kadınına da aynı bu insanlar gibi davranmalıdır. Bu çok açıktır değerli canlar. Kim ki kadınına kötü davranır, onu incitir Allah’ı incitir, Peygamberi, Ali’yi incitir. Şunu da iyi bilmeliyiz ki kadınını boşayan kişiler yol düşkünüdür. Siz aileler çocuklarınıza aynasınız, siz ne yaparsanız çocuğunuz da aynı şekilde hareket edecektir. Eğer kadınınıza kötü davranırsanız, çocuğunuz da aynı şeyi yapacaktır. Sevgisizliği gören sevgisiz yaşar. Pir Sultan, kadını nasıl yüceltmiş;

Gel benim ey güzel servi çınarım
Yüreğime ateş düştü yanarım
Kıblem sensin, yüzüm sana dönerim
Mihrabımdır kaşlarının arası

Kadınlarımız anadır, bacıdır. Peygamberleri, nebileri, velileri de doğuran anadır. Babasız çocuk dünyaya gelmiş, ama anasız gelmemiştir. Dedenin eşine ana denir, ona da saygı gösterilir. O da dede ile birlikte oturur ve oturması gerekir. Alevi önderleri arasında kadınların da yeri vardır ve bunların başında da kadıncık ana gelir. Pirin velayetnamesine baktığınızda da göreceksiniz ki kadıncık ana erkekle aynı statüde gösterilmiş ve hatta erkeğin önüne bile geçmiştir.
Alevi İslam’ın inancı’nın örnek kadını peygamberin biricik kızı Fatıma Anamızdır. O tarihte kızların diri diri gömüldüğü bir devirde, Fatıma Anamız doğduğu zaman peygamberimiz çok sevinmiş ki her gece yüzünü öpmeden uyumamıştır. Fatıma Anamız sürekli eşi İmam Ali’nin yanında yer almış, kadın olmasına rağmen çok saygı görmüştür. O erdemli, yiğit, fedakâr bir kadın örneğidir. Alevi İslam inancında kadın ene-l hak makamına ermiş, ruhen tanrısal konuma oturtulmuştur. Alevi İslam inancını oluşturan önderler bakın ana olan kadını nasıl tanrısal konuma getirmiştir; Tanrı ile Cebrail söyleşirlerken, ileriden bir nur doğar. Cebrail’in gözleri kamaşır:
-Yarabbi, kimdir o?
Yüce Tanrı :
- O, Fatima-i Zehra’dır.
Cebrail:
- Ne güzel yaratmışsın Yarab!
Tanrı:
- Biz O’na cemâlimizden cemâl kattık, nur-u âlâ nurumuzdan yarattık da o güzel oldu.
Fatima-i Zehra yaklaştıkça belirginleşir. Cebrail şaşkınlaşır, sorar:
- O başındaki nedir Yarab?
- O tac-ı devlettir; Muhammed Mustafa’dır.
- O belindeki nedir Yarab?
- O kemerbesttir. Bizim güç simgemiz Ali-el Murteza’dır.
- O kulaklarındaki nelerdir Yarab?
- Onlar şebber-ü şübber’dir. Cennet mekân efendileri olan Hasan ve Hüseyin’dir.
Değerli Canlar!
Ehl-i Beyt, Fatıma Ana’nın etrafında toplanmıştır. Kevser suresindeki Peygamber soyunun kevseridir o. Batıni anlamına baktığımızda ana yaratıcıdır, üretkendir, doğurandır, besleyendir, koruyandır, paylaşandır. İşte bunu anlamayan ve kadınına değer vermeyen kişi insanlıktan uzaklaşır ve yolundan da uzaklaşmış. Bir Hak aşığı diyor ki;

Ana başımıza taçtır
Her derdimize ilaçtır
Bir evlat mürşit olsa da
Yine anaya muhtaçtır

Tarih boyunca kadınımızı hep el üstünde tuttuk, erkeğimiz hakan, kadınımız hatun oldu, ibadetimizi birlikte yaptık; kadını erkekten asla ayırmadık. Ama gelin görün ki bazı zihniyet kadın ve erkek birlikte ibadet eder mi düşüncesinde. Akıllarında başka şeyler var, ibadetleri düzgün olmazmış kendilerini veremezlermiş. Bunlar nefsini terbiye edememiş, ruhsal olgunluktan nasibini almamış insanlardır. Önce nefsinizi terbiye edeceksiniz. Siz nasıl olur da sizi doğuran, büyüten anayı, kadını ikinci sınıf vatandaş görürsünüz? Madem kadın bu kadar değersiz ise, niye kadınsız yapamıyorsunuz? Kadın ozanlardan Zehra Bacı bunlara çok güzel bir cevap vermiş;

Ey erenler erler nasıl ersiniz
Söyleyin sizinle davamız vardır
Bacılara niçin nakıs dersiniz
Bizimde Hazret-i Havva’mız vardır

Kadınına değer vermeyen insanlara sormak lazım; kuranda kadın erkek ayrı ibadet eder var mı? Yok. Hayır demiyor. Yine şunu sormak lazım; madem kadınla ibadet edilemez diyorsanız neden kabeyi birlikte tavaf ediyorsunuz?
Sözüm ona İslam tarihi âlimleri tarafından kabul edilen en güvenilir hadis kaynağı Sahihi Buharidir. Bu kaynağa göre sözüm ona peygamberimiz kadınlar hakkında ne söylemiş bakalım:
Kadınların, dinleri ve akılları eksiktir.
Kadınların arasında iyi kadın yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.
99 kadından biri cennete, diğerleri cehenneme gider.
İşte bu uydurmalar, İslam diye önümüze getirilen Emevi uydurmaları Vahabi zihniyetidir. Demek ki Hatice anamız, Fatıma anamız gibiler hep cehennemlik, Mervan gibiler, Yezit gibiler cennetlik. Bunların amacı peygamberimizi ve İslam’ı gerçek boyutuyla anlayamayanlardır.



Değerli canlar!
Bizler Alevi İslam inancına, Hak Muhammed Ali yoluna gönül vermiş insanlar olarak bu zihniyeti yıkmamız gerekiyor. Bizim inancımız kadınını baş tacı yapar; dinsel ve toplumsal hayatta kadın eşinin hep yanındadır ve aynı statüye sahiptir. Hatice analar, Fatıma analar, Kadıncık analara erkek gibi hatta erkekten daha çok değer verilmişse bu yola gönül verdiysek, bizler de kadınlarımıza her alanda saygınlığını vermeliyiz. Bilmeliyiz ki kadınına değer veren, ona her alanda sahip çıkan saygınlığını veren toplumlar aydınlanma yolunda büyük başarı elde ederler. Pir Hacı Bektaş Veli, kadınına değer veren toplumların gelişeceğini 1200 yıllarda görmüş ve mesaj vermiştir. Pirimiz ne diyor;
‘‘Kadınlarınızı okutunuz. Çünkü bir erkeği okutursanız, bir ferdi aydınlatmış olursunuz; oysa bir kadını okutursanız, bir toplumu aydınlatmış olursunuz.’’
Kadınımızın değeri ortadadır. Kadınımıza değer verdikçe, onları yücelttikçe onlar toplumuna birer ışık olacaktır. Kadınlar ışıktır. Geliniz o ışıkları söndürmeyelim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://ekiz.aforumfree.com
 
ALEVILIKTE KADININ YERI
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KORKULERLILERIN YERI :: Aile ve Yaşam :: Her Kadın Bir Zehra’dır-
Buraya geçin: