KORKULERLILERIN YERI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KORKULERLILERIN YERI

Insan olan ve soyleyacek veya paylasacak dusuncesi olanlarin yeri.
 
PortalAnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapkorkuler

 

 Nuh'un Gizemi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
PIR KIZI




Mesaj Sayısı : 83
Kayıt tarihi : 27/02/08

Nuh'un Gizemi Empty
MesajKonu: Nuh'un Gizemi   Nuh'un Gizemi Icon_minitimeÇarş. Şub. 27, 2008 6:49 am

Ad, bir insanı bir toplulukta diğer insanlardan ayıran en belirleyici öğe. Ad konurken toplumun sahip olduğu kültür göz önünde tutulur. Çünkü genellikle toplumda herkesin beyninde ortak çağrışım yapan adlar kullanılır. Doğan bir bebeğe herkesin kulağının aşina olmadığı bir ad konursa o bebek büyüdüğünde adıyla birlikte alay konusu olur. Genelde aileler genel kabuller çerçevesinde ad koymaya gayret ederler.

Kimi zaman da adlar belirleyici unsur olarak ortaya çıkarlar. Kimi insanlar sahip oldukları fiziksel bir özellikle hatırlanırlar. Örneğin kör, topal, kambur, kel olması gibi belirleyici adlarla çağrılırlar. Çünkü insan beyni algılama yönünden en açık olabilecek ifadeleri algılar. Örneğin bir köyde iki Mehmet varsa biri kör ise genelde Kör Mehmet olarak çağrılır. Yada topal Ahmet, Kel Mustafa gibi...Çünkü toplum onları böyle algılamıştır. Burada belirleyicilik açısından adın gelişi güzel konmadığını görüyoruz. Kimi zaman da popüler adlar yada büyük olayların adaları yeni doğan bebeklere verilir. Hatırlıyorum da ( Erciş' te) Kıbrıs savaşına katılan bir tanıdığımız doğan kızlarına Kıbrıs adını takmışlardı. Yine Irak- İrak savaşından olsak gerek kızlarının adlarını İran, Irak koymuşlardı. Demek ki adlar gelişi güzel değil de insanı derinden etkileyen olayları hatırlatmaları açısından da önem kazanıyor.

Tabi ki günümüzde bu etkilerden fazla söz edemiyoruz. Daha çok popüler isimler kullanılmakta yada kültürleri ifade edici adlar kullanılmaktadır. Bir gazetemizden okuduğum yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.


*** **** *** ***
Adınız neydi?

Bilim ödülü sahibi profesör İlhan Mehmet Başgöz, adlarımızı ve buna bağlı sosyal değişimi inceleyen kitaplara, araştırmalara sahip bir akademisyen.
İnsan adı sadece bir insanı sembolik olarak belirleyen kimlik kâğıdı değil. Sosyal çevre içinde incelenirse; adlar bir yandan adı seçen insanın duygularını, isteklerini ve düşüncelerini yansıtıyor, bir yandan da edebiyat, din, müzik, kişisel ve toplumsal değerler, uluslararası ilişkiler ve genel olarak bir ulusun kültürü, tarih içindeki derinliği ile beraber, insan isimlerine de yansıyor.

Satılmış ismini çocukları olmayan aileler yeni bebeği kaybetmemek için koyardı. Çocuk töresel amaçlı diğer aileye satılır, küçük bir para alınır. Bebek artık başka ailenin olduğu için Tanrı onun canını almayacaktır. Babamın adı da buna benzer bir nedenle Durmuş Yaşar konmuş. Dursun ve yaşasın diye.

Reşat Nuri'nin romanı okunurken nasıl binlerce kızın adı Feride olduysa, 1980'lerde Çalıkuşu televizyonda oynayınca Avrasya coğrafyasında yine binlerce Feride doğar.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ordusu Kıbrıs çıkarmasında Girne'yi ele geçirdiği gün, Diyarbakır'da doğan 33 çocuğa Ecevit adı konulmuştur.

Adlar kültür normlarına, değerlere, inanışlara, politikaya bağlı olduğuna göre, bunlar değiştikçe adlar da değişir. Yörüklerde adlardan % 58'ini baba seçiyor. Gürpınar köylülerinde % 56'ya düşüyor, gecekondu ailelerinde % 53, işçilerde % 57, Ankara aydınlarında % 23. Yörüklerde isimlerin % 50'si ecdat isimlerinden seçiliyor; aydınlarda bu rakam % 3,5'e düşüyor. Ecdat isimlerinden % 81'i babanın akrabalarından alınmış. Bu ataerkil yapının en güçlü olduğu grup Yörükler. Öteki gruplarda, ataerkil aile yapısı zayıflıyor. Aydınlarda baba % 23'ünü, % 15'ini anne seçiyor, % 30'unu ise karı-koca beraber. Ataerkil aile yapısı kırılmış, modern aile tutumu bu. İsmi karı-kocanın beraber seçmesi kesin olarak erkek-kadın eşitliğinin işareti. "Divrik'te şöyle bir olaya rastladım. Bir işçinin dört çocuğu vardı, ikisi Divrik'e göçmeden, aile köyde iken seçilmişti. Öteki iki çocuk ise Divrik'te doğmuştu. İsimleri kimin seçtiğini sorunca baba dedi ki: "Köyde doğanların adını ben seçtim; ama burada doğanları eşimle beraber seçtik; malum ya artık asri olduk."

Yörüklerde ve işçilerde isimlerden % 2'si Alevi köyünde % 5'i bu din adamları tarafından seçilmiş. Öbür gruplarda din adamları tarafından seçilen isim hiç yok. İsimlerde Öztürkçecilik, coğrafyada büyük kentlerden kasaba ve köylere ve Batı Türkiye'den doğuya, aydınlardan daha aşağı sınıflardaki gruplara doğru azalarak ulaşıyor. Kars'ta, 1973 yılı örneklemesine göre, isimlerden % 7,5'i Türkçe. Ankara'da % 12, kent merkezinden uzaklaştıkça Öztürkçe oranı düşüyor.

Almanya'daki ilk kuşak işçilere modellik yapacak bir aydın sınıf yoktu o zamanlar. Çocuklarına ad seçmede model olan kaynak ne idi acaba? Almanya'ya giden birinci kuşak işçilerin, Türkiye ile ilgili kültür hayatı, hiç olmazsa 1980'lere kadar, geceleri film seyretmek ve kaset dinlemekten ibaret, çocuklarına model film artistleri, şarkıcılar ve türkücüler, Cüneyt (Cüneyt Arkın), Hakan (Fikret Hakan), Tarık (Tarık Akan), Gönül (Gönül Yazar), Orhan (Orhan Gencebay) gibi.

"1950'den başlayarak ilkin küçük; ama 1960'tan sonra daha büyük ölçüde isimlerde ideolojik seçimler görülüyor. 1990'da Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde yaptırdığım bir ankette, yüz öğrenciden 92'si çocuklarına Müslüman isimleri koyacaklarını belirttiler. İnsan adlarının seksen yıldaki değişimi başka kültürlerde görülmeyen bir boyuta ulaşıyor ülkemizde. Başkentte yaşayan aydınlar arasında isimlerden % 70'i değişmiş. Üstelik bunlar geçmişte isim olarak hiç kullanılmamış.

"Dallas adlı Amerikan dizisi televizyonda gösterilmeye başlayınca, çocuklara dizi kahramanlarının adları verilmiş. Bunlar arasından bir köyde Jeyar'ı tespit ettim. Diyarbakır'ın bir köyünde Kennedy öldürüldüğü gün olayı radyodan işiten baba, eğer gebe olan karısı bir erkek çocuk doğurursa, adını Kennedy koymaya karar veriyor. Doğan çocuk kız ama baba, gene Kennedy adını koyuyor. Bilmiyorum bu Kennedy kız hâlâ Diyarbakır'da yaşıyor mu?"

Bütün meselelerimize bir isim bulmakta çektiğimiz güçlüğü belki bu araştırma açıklar diyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.alevi.dk
 
Nuh'un Gizemi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KORKULERLILERIN YERI :: GENEL GUNDEM KONULARI :: HATIRLATMALAR-
Buraya geçin: